DEFİNE İŞARETLERİ

Define İşaretleri

DEFİNE HARİTALARI

Define Haritaları

DEFİNECİ KLAVUZU

Defineci Klavuzu

PARA KATALOÄžU

Tarihi Para KataloÄŸu

DEĞERLİ MADENLER

DeÄŸerli Madenler

MEZAR & TÜMÜLÜS

Mezarlar, Steller, Tümülüsler

MEDENİYETLER

Anadolu Medeniyetleri Tarihi

DEDEKTÖR DÜNYASI

Dedektör Dünyasına Giriş

ÖLÜ DEFİNLERİ

Anadolu Medeniyetlerinde Ölü Gömme Gelenekleri

FACEBOOKTA PAYLAÅž

Forum & Yorum

Forum

Kontrol Sizde

Sizde Site Yönetimine Katılın

İşaret Galerisi

Sizden Gelenler İşaretler

Çevrimiçi Kullanıcılar

· Çevrimiçi Ziyaretçiler: 2

· Çevrimiçi Üyeler: 0

· Toplam Üye Sayısı: 4,278
· En Yeni Üye: Alperen BULUT

DİNLER

Dinler Hakkında Bilgi

BURÇLAR

Burcunuz Hakkında Bilgi

DEFİNE KOMİK :))

Defineci Fıkraları ve Karikatürkeri

DEVAMLI SORULAR

Sık Sorulan Sorular

MİTOLOJİ BİLGİSİ

Mitoloji Bİlgisi

Üye Girişi

Kullanıcı Adı

Parola



Parolanızı Mı Unuttunuz?
Buraya Tıklayın

     

ESKİ ANADOLU'DA ÖLÜM İNANIŞLARI

Kazılardan elde edilen bilgilere göre Anadolu'da ölülerle ilgili iÅŸlemlerin en yoÄŸun olduÄŸu dönem Hititlerin yaÅŸadıkları çaÄŸlardır. Ancak, onların ölülerle ilgili tüm uygulamaları ve inançları kendilerinin yarattığı söylenemez. İ.Ö.2000 yıllarının çok gerilerine giden birtakım geleneklerden etkilenmeleri, onları komÅŸu ülkelerden aldıklarını, kendi buluÅŸlarına katmaları olaÄŸandır, doÄŸaldır. Bugün, ölü gömme geleneÄŸinin çağını kesinlikle belirleme olanağı yoktur. Ancak eldeki buluntular Anadolu uygurlığının geliÅŸmiÅŸ dönemlerinde ölü gömmeyle ilgili epeyce ilerleme olduÄŸunu gösterir.

Kimi yörelerde ölülerin evlerin içine, döÅŸemelerin altına, kimi yerlerde höyüklere, kimi bölgelerde kuyu biçimli kazılmış yerlere, özel küplere, odacıklara, kimi kesimlerde de taÅŸtan oyulmuÅŸ yerlere gömüldüÄŸünü gösteren kanıtlar vardır. Yalnız Hititlerde üç türlü gömme yapıldığını biliyoruz. Toprak içine, küpe, taÅŸ kap içine ölü gömülürdü. Gene Hititlerde, eti yakılan ölünün kemiklerinin bir kaba doldurulup gömüldüÄŸünü gösteren kanıtlar vardır.

"Hitit İmparatorluk devrine tarihlenen, içinde kral ve kraliçenin öldüÄŸü zaman yapılan dini bir töreni anlatan çivi yazılı metinler ölü yakma geleneÄŸini detaylı bir ÅŸekilde tarif etmektedir. Ondört gün sürdüÄŸü anlaşılan törenin ilk gününde hayvanlar kurban edilmekte, ölüye içki ve yemek sunulmakta, tanrılar ve ölenin ataları için rahipler dualar okumakta, aralarında kıymetli madenlerden yapılma nesneler de bulunan ölü hediyeleri verilmekte, ölen ve tanrılar için ağıtlar yakılmakta ve cenaze yemeÄŸi yenerek ölünün heykeli etrafında dolaşılmaktaydı. Söz konusu hediyeler ve kurbanlar yakılarak ölüye sunulmaktaydı. Törenin ikinci gününde ölü bir araba üzerinde yakılacağı odun yığınının bulunduÄŸu meydana götürülmekte ve o akÅŸam yakılmaktadır. Ertesi sabah köz yığını bira ve ÅŸarapla söndürüldükten sonra kadınlar geride kalan kemik artıklarını külün içinden ayıklayarak kokulu yaÄŸ dolu gümüÅŸ bir kaba yerleÅŸtirip, ardından bir keten bezine bohçalıyordu. Metnin devamında kemik parçalarının bir masa üzerine yerleÅŸtirildikten sonra karşısına konan bir baÅŸka masada ölüyle yemek yendiÄŸini anlatmaktadır. Kemikler daha sonra TaÅŸ Ev denilen bir yere götürülerek yatak üzerine yerleÅŸtirilmekte ve önüne bir lamba konmaktadır."

EskiçaÄŸlarda, ölülerin yakılması, yakılma iÅŸleminde özel törenler düzenlenmesi, Anadolu'da yaygın bir gelenekti. İlyada Destanında Hektor'un ölümünün ardından kadınlar ağıtlar yakmış ve Hektor'un ölüsünün yakılması için dokuz gün ÅŸehre odun taşımışlardı:

"Ölümlere parlayan ÅŸafak sökünce onuncu günü,

gözyaşı içinde götürdüler Hektor'un ölüsünü,

Koydular yığınların tepesine, verdiler ateşe,

Gül parmaklı ÅŸafak sabah erken parlayınca,

Ünlü Hektor'un ölüsü çevresinde toplandı bütün halk.

Hepsi geldi bir araya, topluluk kuruldu,

parıldayan ÅŸarapla söndürdüler odun yığınını,

Söndürdüler ateÅŸ gücünün sardığı her ÅŸeyi,

sonra topladı kardeşleri, dostları, ak kemikleri,

hepsinin yanaklarından iri yaÅŸlar dökülüyordu.

Kemikleri alıp koydular bir altın kutuya,

erguvan rengi yumuÅŸak örtülerle sardılar kutuyu.

Sarar sarmaz indirdiler derin bir çukura,

ekli kocaman taÅŸlarla ördüler üstünü.

Sonra bir mezar tümseÄŸi yapmaya baÅŸladılar,

gözcüler diktiler çepeçevre, dört bir yana,

mezar bitmeden Akhalar saldırmasın diye.

Bir mezar tümseÄŸi olunca toprak, kabara kabara,

gerisin geri döndü hepsi kente,

toplanıp bir güzel kutladılar çok ünlü ÅŸöleni

Zeus oğlu Kral Priamos'un sarayında

İşte böyle yapıldı atları iyi süren Hektor'un cenaze töreni"

Hititlerle ilgili uygarlık buluntuları arasında ölü küllerinin, ölü kemiklerinin saklandığı özel kaplar görülmektedir. Bundan Hititlerin kimi ölüleri yaktığı, kimi ölülerin yalnız etlerini yakıp, kemiklerini sakladığı, kimi ölüleri de boynundan diz kapakları arkasına uzanan bir baÄŸla sımsıkı baÄŸlayarak, çömelmiÅŸ gibi bir durumda gömdükleri anlaşılıyor. Bu gömme ÅŸekillerinden biri de Hoker durumudur. Hoker durumundaki ölüler saÄŸ veya sol yanlarına yatırılmış olup, sırtüstü bırakılanları pek azdır. Pek azının başı altında yastık görevini gören ufak yassı bir taÅŸ bulunmaktadır. Ölülerin hoker ÅŸeklinde (dizin göÄŸse, çeneye doÄŸru çekilmesi ve dizin karına doÄŸru çekilmesi) gömülmesinin bize göre nedeni uyku durumunu temsil etmesi ve ölümün de bir çeÅŸit uyku olarak algılanmasıdır.

Hititlerde ölünün külleri kutsal sayılır, onlara karşı özel bir saygı gösterilirdi. Küllerin konduÄŸu kap topraÄŸa gömülürdü. Bu kaplar genellikle topraktan yapılmış küçük çömleklerdir. Öte yandan bu kül, kemik koyma kapları arasında tunç, baÅŸka türden alaşım kaplar da görülmüÅŸtür. Bu gelenek, maden kap yapma, Mezopotamya kaynaklıdır. Demek Hititler, bu alanda, komÅŸu uluslardan birtakım inanç unsurları almakta sakınca görmemiÅŸlerdir. Bu durum inanç kaynaÅŸmalarının kaçınılmaz bir sonucudur.

Hititler, ölen kralsa yalnız etlerini yakar, kemiklerini yaÄŸlarlar, güzel kokularla yıkıyarak özel bir kaba koyup gömerler. Onların gözünde kral kutsaldır, tanrısal niteliklerle donatılmıştır. Yine yukarıda dediÄŸimiz gibi Hititler, kimi ölüleri diz çökmüÅŸ gibi boyundan, kollardan, diz kapakları arkasından baÄŸlayıp gömerlerdi. Ölünün topraÄŸa, ya da kendisine göre yapılmış özel küpe oturur gibi gömülmesi, dirilip yeryüzüne gelebileceÄŸi korkusundandı.

Frigyalılar da Hititler gibi ölülerine büyük saygı gösterirlerdi. Ölüler sırtüstü gömüldükten sonra üzerine bir tepe meydana getirecek ÅŸekilde toprak yığılırdı. Bu toprak yığınının altında bir mezar odası bulunur, ölünün yanında hediyeleri gömülürdü. Buradan Frigyalıların da Hititler gibi öldükten sonra dirilecekleri inancını taşıdıkları anlaşılıyor. Bu mezar biçimi çok uzun yıllar, Bizanslılara kadar sürmüÅŸtür.

Anadolu'da çeÅŸitli gömme adetlerinin bulunması, bunun çaÄŸlarla ilgili olduÄŸunu, etkilenme kaynaklarının baÅŸkalığıyla baÄŸlantılı bulunduÄŸunu göstermektedir. Bunun nedeni ise o çaÄŸlarda Anadolu'da yaşıyan toplulukların kendi bütünlükleri içerisinde ayrı birer uygarlık oluÅŸturmalarıdır.

YaÅŸayan ölü düÅŸüncesinin en büyük sonucu ölü hediyeleri, ölü yemeÄŸi ve içkisidir. "Ön tarih Anadolu’sunda, mezarlara hediye bırakmak, ölülere yemek, içki sunmak ve dünya iÅŸine yarayan eÅŸyayı beraberinde götürmesini saÄŸlamak adeti vardır.”

İncelenen Eski Anadolu mezarlarında hayvan iskeletlerine de rastlanmıştır; ancak bu iskeletlerin yenilebilen kısımları eksiktir. Bunlar da ölü gömülüp hediyeleri yerleÅŸtirildikten ve mezar kapandıktan sonra baÅŸlayan kurban merasimi ve ölü yemeÄŸi kalıntılarıdır. Ölü yemeÄŸinde kurbanlar kesiliyor, yenilebilen yerleri yeniyor, baÅŸ ve bacakları da ölüye sunuluyordu. Bu hediyelerin yanında ölünün yanına öbür dünyada kendisine arkadaÅŸlık etmesi için köpeÄŸini de gömme adeti vardı.

Eski Anadolu inançları yukarıda da belirttiÄŸimiz gibi animist unsurlar taşır. Buna göre "ruh, arada bir gövdeye gelir girer, mezarda ölü dirilirmiÅŸ. Bu yüzden ölüye, onun kemiklerine sövmek büyük suç sayılırdı."

Peki bir kiÅŸi öldüÄŸünde onun ruhu ne olmaktadır? "Hitit ölü ritüellerinde, bir Patili rahibi tanrılara ölü ruhunun nereye gittiÄŸini sorar. Tekrar tekrar yöneltilen sorulara verilen cevaplar ise oldukça ilginçtir: O, sedir ormanları evine gitti. O, oraya gitti. O, ÅŸuraya gitti veya buraya gitti. Yedinci kez sorulduÄŸunda tanrılar: Anne onun elinden tuttu ve ona refakat etti ÅŸeklinde cevap vermektedir. Bu ifade bir taraftan ölü ruhunun ata kültü gereÄŸi ataların ruhlarıyla birleÅŸtiÄŸini gösterirken, diÄŸer taraftan da annenin ölü ruhuna refakat etmesiyle bu yolculuÄŸun kolay bir yolculuk olmadığını vurgulamaktadır. Daha önce ölmüÅŸ olduÄŸu için anne yeraltı dünyasını belki de daha iyi tanımakta ve bu nedenle ölü ruhunu ölüler diyarına götürmek üzere elinden tutmaktadır."

Ancak yeraltı dünyasına inen ruh bazı durumlarda yaÅŸayanları ziyaret edebilir: "Hititlerde, özellikle zorla ve haksız yere öldürülmüÅŸ olan insanların ruhları ve kendilerine kurban sunulmayan, öfkeleri yatıştırılmamış ölü ruhlarının birtakım yollar bulup insanların dünyasına sızarak onları rahatsız ettiklerine inanıyorlardı. Ayrıca bu ruhların insanlara rüyaları aracılığıyla gözüktüÄŸüne, hatta onlarla karşılaÅŸmanın insanları kirlettiÄŸine inanılmaktaydı."

Yorum

Henüz yorum yazýlmamýþ.

Yorum yaz

Yorum göndermek için lütfen üye giriþi yapýn.

Oylama

Sadece üyeler oylayabilir.

Oy verebilmek için lütfen üye girişi yapın.

Henüz bir oylama yapılmamış.

YENİFORUM SON KONULAR

Sayfa oluşturulma süresi: 0.22 saniye
12,982,558 Tekil Ziyaretçi